Ülke İhracatı İçin Karşılıklı İlişki Şart
Habergold'un çiçeği burnunda ekonomi köşe yazarı Ahmet Dülger, Türk kuyum sektörünü değerlendirdi. Türkiye ihracat oranının yükselebilmesi için kuyum sektörünün önemli bir kalem olduğunu vurgulayan Dülger, sektör adına ileriye dönük önerilerde bulundu.
Habergold’un çiçeği burnunda ekonomi köşe yazarı Ahmet Dülger, Türk kuyum sektörünü değerlendirdi. Türkiye ihracat oranının yükselebilmesi için kuyum sektörünün önemli bir kalem olduğunu vurgulayan Dülger, sektör adına ileriye dönük önerilerde bulundu.
"İtalya’nın arkasında olduğumuz tek konu rakamlar”
Son 10-12 yıllık sürece baktığımızda ülkemizin ihracatının arttığını görmekteyiz. İhracatın en önemli kalemlerinden biri de her zamanki gibi kuyumculuk sektörünün ihracat oranı. Ancak Türkiye kuyumculuk sektörünün maalesef başka ülkelere göre bir dezavantajı var. Diğer ülkelerle olan ikili ilişkiler. Bu konuda İtalya’yı örnek gösteren Dülger, konu hakkında "Şu anda ülke olarak kuyum sektöründe, hem tasarım, hem işçilik hem de kalite olarak İtalya’dan sonra ikinci sırada gelmekteyiz. Ancak bu rakamlarda böyle, ben inanıyorum ki işçiliğimiz İtalya’daki ürünlerden belki daha bile ileri seviyede. İtalya’nın kullandığı ileri seviyede teknolojiler var. İtalya’nın Avrupa Birliği üyesi olmasından kaynaklanan bir rahatlığı var. Rahatlıktan kastım, dış ülkelerle daha rahat ticaret yapabiliyorlar” açıklamalarında bulundu.
"Engeller Kalkarsa İhracatımızda Büyük Artış Olur”
İtalya’daki bu rahatlığın Türkiye’de olmadığına dikkat çeken Dülger, konuyla alakalı şunları söyledi: "Biz bazı ülkelerle ihracat problemi yaşıyoruz. Mesela ihracat yapmak istediğimiz bir ülkeye herhangi bir ürün ya da herhangi bir sevkiyat yapmak istediğimiz zaman ülkelerle resmi anlamda bazı engellerle karşılaşıyoruz. Bu da tabii bizim o ülkeyle ikili ilişkiye girmemizi engelliyor. Bunun mutlaka aşılması gerekiyor. Bu noktada örnek verecek olursak; özellikle Ortadoğu bölgesinde bazı ülkeler ikili ilişki bulundurmadığı ülkelerden ciddi vergi taleplerinde bulunuyorlar. Dolayısıyla bu da işin başka pazarlara kaymasına sebep oluyor. Ortadoğu’da bu noktada en yüksek pazar Dubai. Çevresindeki diğer ülkeler de çok ciddi pazar paylarına sahipler ancak bizim malı direkt olarak Dubai’ye göndermemiz bu verginin probleminin olmayışından kaynaklanıyor. Bunu diğer ülkelerle de uygularsak, diğer ülkelerle de bu şekilde bir anlaşmaya varırsak, ülkemizin ihracatı şu anki noktadan çok daha ileri bir seviyeye taşınacaktır. Yanlış hatırlamıyorsam kuyum sektöründe 2012 rakamları 13 milyar dolar civarında idi. Engeller olmasına rağmen bu rakam bu şekildeyse, engeller kalktığında çok daha iyi bir seviyeye ulaşacaktır. Hele ki hükümetin 2023 yılı için koyduğu 500 milyar dolar ihracat, 500 milyar dolar ithalat hedefini düşünürsek, bu rakamlara ulaşmak adına, ihracatın en önemli kalemlerinden olan kuyum sektörü için bu anlaşmaların yapılması son derece önemlidir. Bu aynı zamanda Dubai’de sıkışmış olan sektörü de rahatlatacaktır. Şuan üreticilerimizden birçoğu Dubai’ye mal göndermekte, bunun sebebi ise o pazara ulaşımın kolay olması. Dubai’ye gittiğiniz zaman çok rahat bir Türk ile karşılaşabiliyorsunuz. Bunun sebebi şuan Dubai’nin cazibe merkezi olması. Ancak Dubai’nin uluslar arası bir pazar olmasının sebebi vergisel anlamda sundukları rahatlık. Biz Türkiye olarak özellikle Ortadoğu ülkeleri ile ikili ilişkilerimizi iyi değerlendirmeliyiz ki, ihracatımızı daha ileri noktalara taşıyabilelim.”