Türkiye’de son yıllarda kuyumcu sayısında büyük bir artış var. Birçok
yeni yatırımcı ve farklı sektöre mensup iş adamları, kuyumculuğa yatırım
yapıyor. Bu durumun herhangi bir standardının olmaması ise yıllarını bu işe
vermiş olan kuyumcuları rahatsız ediyor. Konuyla alakalı Merrily Gold Yönetim
Kurulu Başkanı Mehmet Özkan ile bir görüşmemiz oldu.
Osmanlı’da altın işlemeleri mimari yapılarda kullanılsa da, kuyumculuğun bize Ermenilerden geçmiş olan bir meslek olduğunu belirten Özkan, bunu güzel bir altyapı ile teslim aldığımızı söyledi. Eskiden, halkımızın altına bakış açısının tamamen yatırım amaçlı olduğunu ve daha sonra bunu takıya çevirmeye çalıştıklarını ifade eden Özkan, altının aslında bir yatırım aracı değil, bir süs eşyası olduğunu lanse etmeye çalıştıklarını ve bunun da sektörün önünü açmış olduğu dile getirdi. Fakat son zamanlarda Türkiye’de kişi başına düşen kuyumcu sayısının olması gerekenin çok üstünde olduğunu ve "Eskiden Bakırköy’de 10 tane kuyumcu varsa şu an 4-5 katı kuyumcu var” diye konuşan Özkan, nüfusun artış oranı ile kuyumcuların artış oranı arasında dağlar kadar fark olduğunu vurguladı.
"Satış artmıyor, pasta bölünüyor”
Bu kadar kuyumcu açılmasında bankaların ve toptancıların payının büyük olduğuna dikkat çeken Özkan konuyla alakalı konuşmasında "Bankaların çok cazip altın faizi vermesi ile biraz parası olan insan çok rahatlıkla kuyumcu açabiliyor. Kendi öz sermayesi 4 kilo olsa, 4 kilo da bankadan alıyor, zaten 10-15 kilo da toptancılar götürüp mağazaya koyuyor ve böylelikle yeni bir mağaza daha açılıyor. Dolayısıyla kuyumcuların çoğalmasındaki en büyük etken imalat ve toptancıların çok yüksek oranda karşılıksız bakiye vermesinden kaynaklanıyor. Bu insanları teşvik etti fakat kimse şunu düşünmedi; ben açıyorum, o açıyor ve kuyumcu sayısı ikiye üçe katlıyor. Bir semtte satılan altın miktarı 30 kilo ise yine 30 kilo olarak kalıyor, yani satış artmıyor, sadece pasta bölünüyor. Bir de üstüne dükkanların kiraları, personelini ve diğer maliyetlerini de hesaba katarsak, çok fazla kuyumcunun iyi iş yapabildiğine inanmıyorum” ifadelerine yer verdi.
"Yakında iç piyasaya yönelik ürün bulamayacağız”
Bu artıştan dolayı bir kaos ortamı oluştuğunu ve bu durumun imalatçı ve toptancılarına bıkkınlık vermeye başladığını söyleyen Özkan, imalatçıların çalışmalarının dış piyasaya yöneldiğini belirtti. Özkan konuyla alakalı "Böyle olunca onlar iç piyasadan elini çekip Dubai gibi farklı yerlere yöneldi. Yapılan ARGE çalışmaları Araplara yönelik olmaya başladı. Birkaç yıl sonra iç piyasaya hitap edecek ürün bulmanın çok zor olacağını düşünüyorum. Çünkü artık hiçbir imalatçı iç piyasaya çalışmak istemiyor” açıklamasında bulundu.
Osmanlı’da altın işlemeleri mimari yapılarda kullanılsa da, kuyumculuğun bize Ermenilerden geçmiş olan bir meslek olduğunu belirten Özkan, bunu güzel bir altyapı ile teslim aldığımızı söyledi. Eskiden, halkımızın altına bakış açısının tamamen yatırım amaçlı olduğunu ve daha sonra bunu takıya çevirmeye çalıştıklarını ifade eden Özkan, altının aslında bir yatırım aracı değil, bir süs eşyası olduğunu lanse etmeye çalıştıklarını ve bunun da sektörün önünü açmış olduğu dile getirdi. Fakat son zamanlarda Türkiye’de kişi başına düşen kuyumcu sayısının olması gerekenin çok üstünde olduğunu ve "Eskiden Bakırköy’de 10 tane kuyumcu varsa şu an 4-5 katı kuyumcu var” diye konuşan Özkan, nüfusun artış oranı ile kuyumcuların artış oranı arasında dağlar kadar fark olduğunu vurguladı.
"Satış artmıyor, pasta bölünüyor”
Bu kadar kuyumcu açılmasında bankaların ve toptancıların payının büyük olduğuna dikkat çeken Özkan konuyla alakalı konuşmasında "Bankaların çok cazip altın faizi vermesi ile biraz parası olan insan çok rahatlıkla kuyumcu açabiliyor. Kendi öz sermayesi 4 kilo olsa, 4 kilo da bankadan alıyor, zaten 10-15 kilo da toptancılar götürüp mağazaya koyuyor ve böylelikle yeni bir mağaza daha açılıyor. Dolayısıyla kuyumcuların çoğalmasındaki en büyük etken imalat ve toptancıların çok yüksek oranda karşılıksız bakiye vermesinden kaynaklanıyor. Bu insanları teşvik etti fakat kimse şunu düşünmedi; ben açıyorum, o açıyor ve kuyumcu sayısı ikiye üçe katlıyor. Bir semtte satılan altın miktarı 30 kilo ise yine 30 kilo olarak kalıyor, yani satış artmıyor, sadece pasta bölünüyor. Bir de üstüne dükkanların kiraları, personelini ve diğer maliyetlerini de hesaba katarsak, çok fazla kuyumcunun iyi iş yapabildiğine inanmıyorum” ifadelerine yer verdi.
"Yakında iç piyasaya yönelik ürün bulamayacağız”
Bu artıştan dolayı bir kaos ortamı oluştuğunu ve bu durumun imalatçı ve toptancılarına bıkkınlık vermeye başladığını söyleyen Özkan, imalatçıların çalışmalarının dış piyasaya yöneldiğini belirtti. Özkan konuyla alakalı "Böyle olunca onlar iç piyasadan elini çekip Dubai gibi farklı yerlere yöneldi. Yapılan ARGE çalışmaları Araplara yönelik olmaya başladı. Birkaç yıl sonra iç piyasaya hitap edecek ürün bulmanın çok zor olacağını düşünüyorum. Çünkü artık hiçbir imalatçı iç piyasaya çalışmak istemiyor” açıklamasında bulundu.