Piyasaların sanal mı fiziki mi geliştiğine bakılmaksızın vatandaşın spekülasyonlara bakarak yanlış yönlendirilmesiyle gelir getirecek sanılan tasarruflarının gelir getirmesi bir yana erimesine sebep oluyor. Son iki haftadır özellikle altın piyasasında çok farklı durumlarla karşılaşıldı. Yurt dışında altın düşmesine karşın iç piyasada bu düşüş yeteri kadar hissedilmedi.
Piyasalarda 2004 yılından bu yana bankalar üzerinden fonlar aracılığıyla metal, tarım ürünleri ve petrol gibi emtianın alınıp satılması hız kazandı. Fiziki alım satım olmayıp sanal piyasaların oluşmasına sebep olunurken çoğu zaman fiziki alım yapan gerçek kullanıcıların fonların oluşturduğu sanal fiyatlardan dolayı canı yanmakta ve de reel ekonomiye olumsuz etkilerini görmekteyiz. Fiyatlandırmaların arz talep doğrultusunda oluşmayıp bankalar üzerinden işleyen fonlardaki sanal girişler ve ya sanal çıkışlar doğrultusunda oluşması hem fiyatlarda aşırı dalgalanmaya hem de nihayetinde tüketici durumunda olan sade vatandaşın haksızlığa uğraması kaçınılmaz oluyor.
Ülkemizde insanımızın altına olumlu bakış açısı, altını mücevher olarak kullanması ve en önemlisi de tasarruf aracı olarak görüp hem dövizden hem faizin zulmünden uzak durma ve hem de dünyadaki huzursuzlukların getirmiş olduğu 'güvenli liman'a sığınma olarak yıllarca devam etti. Ancak son yıllarda bu durumu bozma, tersine döndürme çalışmalarına Merkez Bankası öncülük ediyor. Sarrafiye ürünlerinin basımını yapan Darphanenin de iyi yönetilmemesi ile işçiliksiz ürünlerin (çeyrek altın, Cumhuriyet Ata vs.) karaborsaya düşmesi neticesinde her sene bir kaç kez tekrarlanan bu durum insanımızın mağdur olmasına açıkçası kazıklanmasına sebep oluyor.
Merkez Bankasının bankalardan zorunlu karşılık olarak altın kabul edeceğini duyurduğundan ve bankaların da vatandaştan topladığı altınları Merkez Bankasına teslim ettiğinden bu yana altındaki iç talep karşılanamaz oldu. Türkiye ithalatının yüzde ellisini yedi ayrı ürün oluşturuyor. Bunların başında otomotiv parçaları, elektronik, enerji, altın gelmekte iken Merkez Bankasının Cari Dengeyi aleyhte bozacak ve altın arzını daraltıcı uygulaması siyasilerin ve ekonomi otoritelerinin nedense dikkatini çekemiyor. Merkez Bankasında toplanan 493 ton altının 454 tonunu İngiltere Merkez Bankasına 'gerektiğinde döviz almak amacıyla' yatırılırken altın ithal eden bir ülke olduğumuzu ve cari açığın sebeplerinden birinin bu altın ithali olduğunu nasıl bilemezler. Bir gram altında (ithal girdisi) 1,5 lira, çeyrek altında 10 lira ve Cumhuriyet altınında da 30 liraya kadar iç piyasada pahalı satılmasına M.B.nın politikası ve Darphanenin de tedbirsiz davranmasıyla insanımızın ucuz altına ulaşması sağlanamamış oldu.
Küresel finans piyasalarının övgüsünü alacağız diye ve de dış borçlanmada aleyhte konuşulmasın için kısacası küresel bankacıları memnun etmek için yapılan uygulamalar ekonomi politikası olursa vatandaş da kaybeder ülkede.